Görmenin sessiz hırsızı olan glokom, bir grup hastalıktır. Göz hastalıkları ve dünya çapında geri dönüşü olmayan körlüğün önde gelen nedenlerinden biridir. Artan göz içi basıncı, optik sinir hasarına katkıda bulunarak başlangıçta çevresel görüşü etkiler ve tedavi edilmezse merkezi görme kaybına yol açar. Bu durum genellikle "görmenin gizli hırsızı" olarak bilinir çünkü erken evrelerinde herhangi bir belirti veya semptom olmadan kademeli olarak ilerler. Ancak erken teşhis ve uygun tedavi ile kontrolü ele alabilir, glokomun ilerlemesini yavaşlatabilir, hatta durdurabilir ve değerli görmenizi koruyabilirsiniz.
Glokom nedir?
Glokom karmaşık bir hastalıktır göz durumu Göz içindeki basıncın artmasıyla karakterizedir. Göz içindeki bu basınca göz içi basıncı (GİB) denir. Bu artan GİB, görsel bilgiyi gözden beyne ileten ana sinir olan optik sinire zarar verebilir. Tedavi edilmezse glokom, ilerleyici ve geri dönüşü olmayan görme kaybına ve nihayetinde körlüğe yol açabilir. Bu durum, erken teşhis ve tedavinin önemini vurgular.
Göz, sürekli olarak göz sıvısını besleyen ve uygun şeklini koruyan berrak bir sıvı üretir. Bu sıvı, sağlıklı bir gözde trabeküler ağ drenaj sisteminden geçerek dengeli bir göz içi basıncı sağlar. Ancak glokomlu kişilerde bu drenaj sistemi bozulur ve bu da göz içinde sıvı birikmesine ve göz içi basıncının artmasına neden olur.
Glokom Belirtileri
Glokomun erken evrelerinde genellikle belirgin belirtiler görülmez ve bu da düzenli göz muayeneleri olmadan teşhis edilmesini zorlaştırır. Hastalık ilerledikçe belirtiler şunları içerebilir:
Işıkların etrafında haleler veya gökkuşağı renkli halkalar Bulantı veya kusma (akut açı kapanması glokomu vakalarında)
Glokom Neden Olur?
Glokom, göz içi sıvısının (aqumor) sentezi ve drenajı arasındaki dengesizlikten kaynaklanır ve bu da göz içi basıncının (GİB) artmasına neden olur. Zamanla, bu artan GİB optik sinire zarar vererek görme kaybına yol açabilir.
Glokoma katkıda bulunabilecek çeşitli faktörler şunlardır:
Yaş: Glokom gelişme olasılığı, bireylerin yaşı ilerledikçe artar.
Aile öyküsü: Glokom aile öyküsü olan bireylerin bu rahatsızlığı geliştirme olasılığı daha yüksektir.
Tıbbi durumlar: Diyabet gibi bazı tıbbi hastalıklar, yüksek tansiyonve göz yaralanmaları glokom riskini artırabilir.
Etnik köken: Afrika, Hispanik veya Asya kökenli bireylerde bazı glokom tiplerinin gelişme olasılığı daha yüksektir.
Kortikosteroid ilaçlar: Kortikosteroidlerin ağızdan veya göz damlası yoluyla uzun süreli kullanımı glokom riskini artırabilir.
Türleri
Her biri kendine özgü özelliklere ve altta yatan nedenlere sahip çeşitli glokom türleri vardır. İki ana tür şunlardır:
Açık açılı glokom: Bu, en yaygın glokom türüdür ve vakaların yaklaşık %90'ını oluşturur. Açık açılı glokomda, drenaj açısı (trabeküler ağ) açık kalır, ancak sıvı drenajı bozulur ve bu da göz içinde kademeli bir basınç artışına neden olur.
Açı kapanması glokomu: Bu glokom türü, iris ve kornea arasındaki drenaj açısının tıkanması ve sulu mizahın dışarı akışının engellenmesiyle gelişir. Bu tıkanıklık, göz içi basıncında ani ve şiddetli bir artışa yol açarak, tıbbi bir acil durum olan akut açı kapanması glokomuna neden olabilir.
Daha az yaygın olan diğer glokom türleri şunlardır:
Doğuştan glokom - doğumda mevcuttur
İkincil glokom - diğer göz rahatsızlıklarından veya ilaçlardan kaynaklanır
Normal tansiyonlu glokom - normal göz içi basıncına rağmen optik sinir hasarı
Glokom Teşhisi
Glokomun erken teşhisi, görmeyi korumak ve optik sinirde daha fazla hasarı önlemek için önemli adımlardır. Glokomu teşhis etmek için aşağıdaki testleri de içeren kapsamlı göz muayeneleri kullanılır:
Görme alanı testi: Bu test, hastanın görüş alanının farklı bölgelerindeki ışığı algılama yeteneğini ölçerek çevresel görüşü değerlendirir.
Tonometri: Bu test, gözün göz içi basıncını (GİB) ölçmek için özel aletler kullanır.
Optik sinir muayenesi: göz doktoru veya optometrist Glokom belirtisi olabilecek incelme veya hasar belirtileri açısından optik sinir değerlendirilecektir.
Gonyoskopi: Bu işlem, gözün drenaj açısını değerlendirmek için özel bir lensin kullanılmasını içerir ve mevcut glokom tipini belirlemeye yardımcı olur.
Görüntüleme testleri: Gelişmiş görüntüleme teknikleri, retina sinir lifi tabakasının ve optik sinirin ayrıntılı görüntülerini sağlayabilir. Bu testler arasında optik koherens tomografi (OCT) ve glokomun teşhis ve takibine yardımcı olan taramalı lazer oftalmoskopi yer alır.
Glokomun yönetimi ve görme kaybının önlenmesinde erken teşhis ve düzenli takip muayeneleri büyük önem taşıyor.
Glokom Tedavisi
Glokom tedavi edilemese de, durumu yönetmek ve görme kaybını yavaşlatmak veya önlemek için çeşitli tedavi yaklaşımları mevcuttur. Tedavinin temel amacı, göz içi basıncını (GİB) güvenli bir seviyeye düşürerek optik sinir hasarı riskini azaltmaktır.
Glokomun tedavi seçenekleri şunlardır:
Göz damlaları: Reçeteli göz damlaları, glokom tedavisinin ilk basamağıdır. Bu ilaçlar, göz içi sıvısının salgılanmasını azaltır veya gözden drenajını artırarak göz içi basıncını etkili bir şekilde düşürür.
Ağızdan alınan ilaçlar: Bazı durumlarda göz doktorları, göz damlalarını tamamlamak veya alternatif bir tedavi seçeneği olarak ağızdan alınan ilaçlar reçete edebilir.
Lazer tedavisi: Seçici lazer trabeküloplasti (SLT) veya argon lazer trabeküloplasti (ALT) gibi lazer prosedürleri sıvı drenajını iyileştirebilir ve GİB'yi düşürebilir.
Glokom Cerrahisi: İlaç ve lazer tedavilerinin etkisiz kaldığı veya iyi tolere edilemediği durumlarda, göz doktoru Glokom ameliyatı önerilebilir. Trabekülektomi veya glokom drenaj cihazları gibi bu işlemler, gözden sıvı drenajı için alternatif bir yol oluşturarak göz içi basıncını düşürür.
Ne zaman doktora görünmek
Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini yaşarsanız, bir göz doktorundan veya göz sağlığı uzmanından tıbbi yardım almanız önemlidir:
Ani görme kaybı veya bulanık görme
Şiddetli göz ağrısı veya kızarıklığı
Işıkların etrafında haleler veya gökkuşağı renkli halkalar
Bulantı veya kusma (akut açılı kapanma glokomu vakalarında)
Ayrıca doktorlar, özellikle glokom için risk faktörleriniz varsa, düzenli olarak kapsamlı göz muayeneleri yaptırmanızı öneriyor, örneğin:
Yaş (60 yaş üstü)
Glokom aile öyküsü
Bazı tıbbi durumlar (örneğin diyabet, yüksek tansiyon)
Önceki göz yaralanmaları veya ameliyatları
Kortikosteroid ilaçların kullanımı
Risk faktörleri
Glokom herkesi etkileyebilmekle birlikte, bazı faktörler bir bireyin bu rahatsızlığa yakalanma riskini artırabilir. Glokom için temel risk faktörlerinden bazıları şunlardır:
Yaş: Glokom gelişme riski yaşla birlikte, özellikle 60 yaşından sonra önemli ölçüde artar.
Aile geçmişi: Glokom aile öyküsü olan kişilerde, genetik faktörlerin rol oynaması nedeniyle bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Etnik köken: Hispanikler, Afrikalı Amerikalılar ve Asyalılar gibi bazı etnik gruplarda glokom görülme sıklığı diğer popülasyonlara göre daha yüksektir.
Tıbbi durumlar: Diyabet gibi bazı tıbbi durumlar, hipertansiyonve kalp damar hastalıkları glokom gelişme riskini artırabilir.
Göz yaralanmaları veya ameliyatları: Daha önce geçirilmiş göz yaralanmaları veya ameliyatları, özellikle gözün drenaj sistemini ilgilendirenler, glokom olasılığını artırabilir.
Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı: Kortikosteroid ilaçların ağızdan veya göz damlası yoluyla uzun süreli kullanımı glokom gelişimine katkıda bulunabilir.
İnce kornealar: İnce korneaya (gözün ön kısmındaki saydam tabaka) sahip kişilerde glokom gelişme riski daha yüksek olabilir.
Yüksek miyop (yakını görememe): Şiddetli miyop (yakını görememe) olan kişilerde glokom gelişme riski daha yüksektir.
Önleme
Bireylerin riski azaltmak ve sağlıklı görmeyi korumak için atabilecekleri bazı adımlar şunlardır:
Düzenli göz muayeneleri: Glokomun erken teşhisi ve takibi için bir göz doktoru veya optometrist ile düzenli kapsamlı göz muayeneleri planlamak çok önemlidir. Erken teşhis, görme kaybının ilerlemesini önleyebilir veya yavaşlatabilir.
Altta yatan tıbbi rahatsızlıkları yönetin: Hipertansiyon ve diyabet gibi altta yatan sistemik rahatsızlıkların kontrol altına alınması, glokom geliştirme riskini azaltabilir.
Egzersiz ve sağlıklı bir yaşam tarzı: Düzenli fiziksel aktiviteler ve antioksidanlar, vitaminler ve temel besinler açısından zengin sağlıklı ve dengeli bir beslenme, genel göz sağlığını destekleyebilir ve potansiyel olarak glokom riskini azaltabilir.
Koruyucu gözlük takın: Spor, iş veya diğer aktiviteler sırasında uygun koruyucu gözlük takarak gözlerinizi olası yaralanmalardan korumak, glokom için bir risk faktörü olan göz travmasını önlemeye yardımcı olabilir.
Göz tansiyonunuzu yönetin: Göz içi basıncınız yüksekse, göz doktorunuzun göz tansiyonunuzu ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri veya diğer tedavilerle yönetme önerilerini takip etmek glokomun ilerlemesini önlemeye veya yavaşlatmaya yardımcı olabilir.
Sonuç
Glokom, genellikle göz içi basıncının artmasına bağlı olarak optik sinir hasarıyla karakterize ilerleyici bir göz rahatsızlığıdır. Tedavi edilmezse geri dönüşü olmayan görme kaybı ve körlüğe yol açabilir. Bu nedenle, görmenin korunması için erken teşhis ve doğru tedavi hayati önem taşır. Özellikle risk faktörleri olan bireylerde düzenli ve kapsamlı göz muayeneleri, glokomun erken evrelerinde tespit edilmesi için olmazsa olmazdır. Göz damlaları, lazer ve cerrahi müdahaleler dahil olmak üzere çeşitli tedavi yaklaşımları, rahatsızlığı etkili bir şekilde yönetebilir ve ilerlemesini yavaşlatabilir.
SSS
1. Glokom ne kadar yaygındır?
Glokom, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), glokomu küresel körlüğün ikinci önde gelen nedeni olarak tanımlamaktadır. Dünya çapında yaklaşık 80 milyon insan bu rahatsızlıkla yaşamakta ve yaklaşık 11 milyon kişide iki taraflı körlük görülmektedir.
sonuç.
2. Glokom tedavi edilebilir mi?
Ne yazık ki glokom tedavi edilemez; tedavi etkili bir şekilde yönetir. Zamanında tıbbi müdahale, doğru tanı ve uygun tedavinin başlatılmasını sağlayarak hastalığın kontrol altına alınmasına ve görmenin korunmasına yardımcı olur.
3. Glokomun geliştiğinin ilk belirtileri nelerdir?
Glokomun erken evrelerinde genellikle belirgin semptomlar görülmez ve bu da düzenli göz muayeneleri olmadan teşhis edilmesini zorlaştırır. Ancak hastalık ilerledikçe, glokomun geliştiğine dair ilk belirtilerden bazıları şunlardır:
Periferik (yan) görüşün kademeli olarak kaybı
Dar görüş alanı (Tünel görüşü)
Göz kızarıklığı veya ağrısı
Işıkların etrafında haleler veya gökkuşağı renkli halkalar